İçeriğe geç

Duygusuz Yatırımcı

Para en korkak varlıktır. En ufak bir tehlike, huzursuzluk onu hemen kaçırabilir. Gezi Parkı olayları piyasayı etkiledi. FED kararı da yeni dalgalanmalar yaratacaktır. Bu süreçte piyasaların olumlu mesajlara ihtiyacı olacaktır…

Para sahibi yatırımcılar duygusuzca hareket etmek zorundadır. Çünkü ne zaman duygularıyla hareket etseler, para kaybetmişlerdir. Hele başkalarının emanet paraları ile iş yapan portföy yöneticileri, fon yöneticileri, bankacılar çok daha temkinli ve hızlı olmak zorundadırlar.
Türkiye’nin ve dünyanın yaşadığı gelişmeleri alt alta koyduğumuzda ilginç sonuçlar ortaya çıkıyor. Öncelikle Türkiye’nin kredi notunda artış oluyor ve Türkiye “yatırım yapılabilir ülke” konumuna getiriliyor. Borsacılar için iyi haber, her zaman satış nedenidir. Endeks 100 bin olacak diye beklenirken, profesyonel borsacıların, yabancı yatırımcıların kâr realizasyonları geliyor.

“Orta vadede her şey daha güzel olabilir ama iyi haber gelince, sat ve izle”

Türkiye’nin yeni notuyla beraber yabancı emeklilik fonları, yabancı sermaye girişi haberleri baş sayfalarda… Tam her şey güllük gülistanlık derken çevreci bir eylemde aşırı güç kullanımı olduğu haberleri geliyor. Sonra olaylar çıkıyor ama bunu gazete ve televizyonlardan değil de facebook, twitter gibi kanallardan yabancı ajanslardan duyuyorsunuz…

“Olayları örtbas edip hükümete yaranayım” derdinde olanlar protesto ediliyor. Önce eylemciler sonra da hükümet tarafından suçlanıyorlar. MİT raporunda eğer medya görevini doğru yapıp, haber verseydi, olayların bu kadar büyümeyeceği yazılıyor. Haber alamayan meraklı vatandaş internet başında yalan-yanlış bilgilerin kurbanı oluyor…

Kurulan planlar bu mudur ki mükemmel bir şekilde amacına ulaşıyor?

Yatırımcının gözünde en itibarlı isim Başbakanımız “Krizler bizi teğet geçer” dedi. Oldu… “Bu sefer teğet bile geçmeyecek” dedi. Oda oldu…

Paranın korkusuna sebep olabilmek için kimin konuşması gerek?

Tabii ki Sayın Başbakanımızın…

Verilen yanlış mesajlar şunlardı…

1) Bankalardan hesap soracağız…

Özel bankaların borsa endeksinde ağırlığı büyüktür. Yüzde 50’den fazlası halka açık olan şirketlerin %80’i yabancı fonlardadır. Bu mesaj, “Bu hisseleri satın” anlamı taşır. Bankalardan mevduat çıkışı yaratır. Sonuçta borsadan yatırımcı çıkışına, borsanın düşüşüne, doların ve faizlerin çıkmasına neden olur.

2) Yüzde 50’yi evinde zor tutuyorum…
Olasılık da olsa bir iç karmaşa riski, yabancı emeklilik fonları, doğrudan yabancı yatırımcı ve para piyasası oyuncularını ülkemize yatırım konusunda tedirgin etmiştir. Netice itibariyle FED’in beklenen parasal sıkılaştırma mesajı da geldi ve korkak para evine çağrılmaya başlandı. Türkiye’ye yönelen paraya “dur” denildi.
Aynı anda dünyanın gelişmekte olan en büyük ekonomisi Brezilya’da gösterilerle karıştı… Ne büyük tesadüf değil mi? Provokasyonlar amacına ulaştı. Para korkutuldu, hem de fazlasıyla…

Medya yoksa, sosyal medya güçlenir

Düğmeye basanların elinde artık askerden çok daha büyük bir güç var; internet… Devir internet çağı… Medya yoksa, sosyal medya güçlenir… Bu da daha rahat provokasyon gücü verir. Yatırımcıların parasını rahatça yatırabileceği bir ülkede yargı, hukuk sistemi çok güçlü olmalıdır. Gezi Parkı olaylarında “yargı kararını beklemeden hareket edilecek” izlenimi, ülkenin imajını bozmuştur… En büyük kaybeden, ne yapacağını bilmeyen Türkiye medyası olmuştur. Medya ile uğraşan, bankacılık yapmamalıdır. Medya ile uğraşanlar başka hiçbir iş yapmamalıdır. Hükümet ile göbek bağı olmamalıdır. Medya kuvvetlenmez ise alternatif sosyal medya daha da kuvvetlenecektir. Bu hükümet iktidarıyla büyüyen ve alternatifleri görmeyen, bir yandan Gezi Parkı’nda eylem yaparken facebook’ta “sağcı ne demek ya”  yazan genç kıza müdahale ederken, daha derin analizler yapmak gerekmez mi?

Sezar’a ilk darbeyi vuran Brütüs olmadı mı, Sayın Başbakanım… Pınarhisar’ı bilmeyen, siz siyasi yasaklıyken Emniyet Mahallesi’nden yolu geçmeyenlere dikkat edin… Bilirsiniz biz hep başkalarının söylemediklerini söyledik… Onlar hoşa gideni söylemeye devam edecekler. Ateşe benzin ile gidecekler… Bu memleket “Anayasa kitapçığı” yüzünden çok çekti; o günleri unutmadık. Ramazan ayının yaklaştığı bu günlerde, barış ve kardeşlik ile tüm sorunlar halledilecektir. FED kararı yeni dalgalanmalar yaratacaktır. Bu süreçte piyasaların olumlu mesajlara ihtiyacı olacaktır…